Sabahattin Ali Seti (9 kitap takım)

%20
600,00 TL
480,00 TL
*58,07 TL den başlayan taksitlerle!
Kategori
Stok Kodu
103007
Kapak Tasarımı
Tuğrul Çelik
Sayfa sayısı
1864
Boyutu (cm)
13,5 x 19,5
İlk baskı tarihi
Kasım 2019
İç baskı rengi
Siyah beyaz
Cilt tipi
Amerikan cilt
Kağıt tipi
Kitap kağıdı
ISBN
978-605-69767-4-2

9 kitap bir arada, özel kutusunda!

1- Kuyucaklı Yusuf (296 sayfa)
2-
Kürk Mantolu Madonna (216 sayfa)
3-
İçimizdeki Şeytan (336 sayfa)
4-
Değirmen (192 sayfa)
5-
Dağlar ve Rüzgâr (88 sayfa)
6-
Esirler (112 sayfa)
7-
Yeni Dünya (192 sayfa)
8- Kağnı / Ses (224 sayfa)
9- Sırça Köşk (208 sayfa)

Eserlerin orijinalliğine müdahale edilmemiş; noktalama işaretleri, yazım kuralları ve kelimelerin söyleniş biçimleri günümüz Türkçesine göre düzenlenmiştir.
Özellikle genç okurların eseri daha rahat okuyabilmeleri açısından eski sözcüklerin açıklamaları dipnot olarak verilmiştir. Kelimelerin bugünkü karşılığı için “Misalli Büyük Türkçe Sözlük”ten (Kubbealtı Yayınları) yararlanılmıştır.


Kuyucaklı Yusuf

“Muhakeme uzun sürmedi. Zaten Şakir tevkifinin haftasında müstantik tarafından serbest bırakılmıştı. Bu bir haftanın da ancak gündüzlerini, onu da müdür odasında oturup cigara içmek ve nizamiye kapısının yanındaki küçük bahçede aşağı yukarı dolaşmak suretiyle, hapishanede geçirdi. Geceleri evine bırakılıyordu. Güya gizli olarak yapılan bu müsaadeyi Kaymakam, Müddeiumumi ve Ceza Reisi’ne kadar herkes biliyor ve bir şey demiyordu. Çünkü başka türlü olmasına imkân yoktu. Bu böyle gelmiş böyle gidiyor ve kasabanın başında bulunanların aklı bile, hürriyete ve onun getirdiği birkaç müsavat fikrine rağmen, Hilmi Bey’in oğlunun sahiden hapsedilebileceğini kabul etmiyordu. Hapishane ancak serseriler, köylüler ve aşağı tabakadan insanlar içindi; bir Hilmi Bey’in oğlu, adam öldürse bile, onlarla bir tutulamazdı.”

“Kuyucaklı Yusuf”un yayınevimiz tarafından yayımlanan bu baskısında, eserin 1943 yılında Akba Kitabevi tarafından yapılan baskısı temel alınmıştır.

Kürk Mantolu Madonna

“Soyunurken ceketimin cebinden yere bir gazete düştü. Kaldırıp masanın üzerine korken birdenbire yüreğim atmaya başladı. Bu, sabahleyin aldığım ve bir kahvede oturup okurken sergi hakkındaki makaleyi gördüğüm gazeteydi. Bu yazıda o tablo ile ressamı hakkında neler bulunduğunu öğrenmek için sahifeleri yırtarcasına açtım. Benim gibi yavaş ve heyecansız bir adamın bu kadar telaşına kendim de hayret ediyordum. Yazıyı baştan itibaren şöyle bir süzdüm. Ortalara doğru gözlerim, katalogda gördüğüm kelimelerin üzerinde mıhlanıp kaldı: Maria Puder...”

“Kürk Mantolu Madonna”nın yayınevimiz tarafından yayımlanan bu baskısında, eserin 1943 yılında Remzi Kitabevi tarafından yapılan ilk baskısı temel alınmıştır.

İçimizdeki Şeytan

“Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...”

“İçimizdeki Şeytan”ın yayınevimiz tarafından yayımlanan bu baskısında, eserin 1940 yılında Remzi Kitabevi tarafından yapılan baskısı temel alınmıştır.

Değirmen

“Siz sevemezsiniz adaşım, siz, şehirde yaşayanlar ve köyde yaşayanlar; siz, birisine itaat eden ve birisine emredenler; siz, birisinden korkan ve birisini tehdit edenler... Siz sevemezsiniz. Sevmeyi yalnız bizler biliriz... Bizler: Batı rüzgârı kadar serbest dolaşan ve kendimizden başka Allah tanımayan biz Çingeneler.
Dinle adaşım, sana bir Çingene’nin aşkını anlatayım...”

“Kağnı-Ses”in yayınevimiz tarafından yayımlanan bu baskısında, eserin 1943 yılında Akba Kitabevi tarafından yapılan baskısı temel alınmıştır.

Dağlar ve Rüzgâr

Başım dağ, saçlarım kardır,
Deli rüzgârlarım vardır,
Ovalar bana çok dardır,
Benim meskenim dağlardır.

Bir gün kadrim bilinirse,
İsmim ağza alınırsa,
Yerim soran bulunursa:
Benim meskenim dağlardır.

“Dağlar ve Rüzgâr”ın yayınevimiz tarafından yayımlanan bu baskısında, eserin 1943 yılında Akba Kitabevi tarafından yapılan baskısı (Değirmen-Dağlar ve Rüzgâr) temel alınmıştır.

Esirler

“Arkadaşlar, vaktimiz az, yapacağımız işler çok mühimdir. Bir ölünün önünde esirlere hayat verebilmek çarelerini arayacağız. Halkın bu esarete daha fazla tahammül edemeyeceği muhakkaktır. Hatta hürriyeti okları, yayları ve beygirleri kadar benimsemiş olanların buna şimdiye kadar nasıl katlanmış olduklarına şaşıyorum. Teşekkür edelim bu ölüye ki bir millete yaşamadığını, fakat yaşaması lazım geldiğini anlattı. Atlarını geniş sahralara sürdükleri zaman karşılarında ufuktan başka bir şey görmeyen ve yalnız rüzgârın mukavemetine uğrayan Türkler, her attıkları adımın bir Çinli maniasına çarpmasına nasıl sabredebilirler? Bozkırların hür ve yırtıcı kartalı, şişman göbekleri yumurta ve etiyle besleyen bir tavuk olmaya daha ne kadar tahammül edecek?”

“Esirler”in yayınevimiz tarafından yayımlanan bu baskısında, eserin 1936 yılında Varlık dergisinde tefrika edilen hali (sayı 70-76) temel alınmıştır.

Yeni Dünya

“Herkes yerine yerleştiği, önden giden arabalar da epey uzaklaştığı için ölüyü koyacak yer bulmak bir hayli zor oldu. Hüseyin, içinde onla on beş yaş arasında yedi çocuk bulunan bir arabayı güç halle geri çevirdi. Yeni Dünya’yı, gelin evinden getirtilen eski bir kilime sarıp arabanın bir kenarına uzattılar. Arabacı atları sürdü, öndekilere yetişti. Kafile tekrar yoluna koyuldu.”

“Yeni Dünya”nın yayınevimiz tarafından yayımlanan bu baskısında, eserin 1943 yılında Remzi Kitabevi tarafından yapılan baskısı temel alınmıştır.

Kağnı / Ses

“Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerime almaktan korktuğum bütün hareketlerimi ona yüklüyor ve kendi suratıma tüküreceğim yerde, haksızlığa, tesadüfün cilvesine uğramış bir mazlum gibi nefsimi şefkat ve ihtimama layık görüyordum. Halbuki ne şeytanı azizim, ne şeytanı? Bu bizim gururumuzun, salaklığımızın uydurması... İçimizdeki şeytan pek de kurnazca olmayan bir kaçamak yolu... İçimizde şeytan yok... İçimizde aciz var... Tembellik var... İradesizlik, bilgisizlik ve bunların hepsinden daha korkunç bir şey: hakikatleri görmekten kaçmak itiyadı var...”

“Kağnı-Ses”in yayınevimiz tarafından yayımlanan bu baskısında, eserin 1943 yılında Akba Kitabevi tarafından yapılan baskısı temel alınmıştır.

Sırça Köşk

“Halk sırça köşkün enkazını çabuk temizlemiş, dünyada onsuz da yaşanabileceğini anlayarak eski hayatına dönmüş, işini yine arasından seçtiği adamlara gördürmüş, ama sırça köşkün kötü hatırasını uzun zaman zihninden çıkaramamış.

İhtiyarlar çocuklarına ondan bahsederlerken, şu nasihatı vermeyi unutmazlarmış:

‘Sakın tepenize bir sırça köşk kurmayınız.

Ama günün birinde nasılsa böyle bir sırça köşk kurulursa, onun yıkılmaz, devrilmez bir şey olduğunu sanmayın.

En heybetlisini tuzla buz etmek için üç beş kelle fırlatmak yeter.’”

“Sırça Köşk”ün yayınevimiz tarafından yayımlanan bu baskısında, eserin 1947 yılında Remzi Kitabevi tarafından yapılan baskısı temel alınmıştır.

Bu kitaba ilk yorumu siz yapın!
Bu ürünün fiyat bilgisi, resim, ürün açıklamalarında ve diğer konularda yetersiz gördüğünüz noktaları öneri formunu kullanarak tarafımıza iletebilirsiniz.
Görüş ve önerileriniz için teşekkür ederiz.

Değirmen

BİRİNCİ KISIM   
Değirmen   
Kurtarılamayan Şaheser  
Kırlangıçlar   
Viyolonsel   
Birdenbire Sönen Kandilin Hikâyesi   

İKİNCİ KISIM   
Bir Delikanlının Hikâyesi   
Bir Gemici Hikâyesi   
Bir Orman Hikâyesi   
Kazlar   
Bir Firar   
Kanal   
Candarma Bekir   
Sarhoş   

ÜÇÜNCÜ KISIM   
Bir Cinayetin Sebebi   
Bir Siyah Fanila İçin   
Komik-i Şehir


Dağlar ve Rüzgâr

Dağlar   
Servi   
İstek   
Melânkoli   
Günümüz   
Hapishane Şarkısı (I)   
Hapishane Şarkısı (II)  
Hapishane Şarkısı (III)   
Hapishane Şarkısı (IV)  
Hapishane Şarkısı (V)   
Gurbet Hapishanesi   
Kızkaçıran   
Mayıs   
Hey   
Yetmez mi?   
Ayırdılar   
Kıyamadığım   
Unutamadım   
Ağlayı Ağlayı   
Kara Yazı  
Uzakta   
Eskisi Gibi   
Bir Doğum Günü İçin   
Çocuklar Gibi   
Koşma   
Son Mektup   
Rüzgâr   
Öyle Günler Gördüm ki...   

Sözlük


Yeni Dünya

Asfalt Yol  
Hanende Melek   
Çaydanlık   
Ayran  
Isıtmak İçin  
Uyku  
Selam  
Bir Mesleğin Başlangıcı   
Bir Konferans   
Yeni Dünya   
İki Kadın   
Sulfata   
Hasanboğuldu


Kağnı ve Ses

KAĞNI   
Kağnı   
Kamyon   
Kafa Kâğıdı   
Gramofon Avrat   
Arap Hayri   
Bir Şaka   
Duvar   
Pazarcı   
Apartman   
Arabalar Beş Kuruşa   
Fikir Arkadaşı   
Düşman   
Bir Skandal   

SES   
Ses   
Köpek   
Sıcak Su   
Mehtaplı Bir Gece   
Köstence Güzellik Kraliçesi


Sırça Köşk

HİKÂYELER   
Portakal   
Beyaz Bir Gemi   
Katil Osman   
Böbrek   
Cıgara 
Millet Yutmuyor   
Bahtiyar Köpek   
Dekolman   
Hakkımızı Yedirmeyiz!   
Çirkince   
Kurtla Kuzu   

MASALLAR   
Bir Aşk Masalı   
Devlerin Ölümü   
Koyun Masalı   
Sırça Köşk

Sabahattin Ali Seti (9 kitap takım) 9 kitap bir arada, özel kutusunda! 1- Kuyucaklı Yusuf (296 sayfa) 2- Kürk Mantolu Madonna (216 sayfa) 3- İçimizdeki Şeytan (336 sayfa) 4- Değirmen (192 sayfa) 5- Dağlar ve Rüzgâr (88 sayfa) 6- Esirler (112 sayfa) 7- Yeni Dünya (192 sayfa) 8- Kağnı / Ses (224 sayfa) 9- Sırça Köşk (208 sayfa) Eserlerin orijinalliğine müdahale edilmemiş; noktalama işaretleri, yazım kuralları ve kelimelerin söyleniş biçimleri günümüz Türkçesine göre düzenlenmiştir. Özellikle genç okurların eseri daha rahat okuyabilmeleri açısından eski sözcüklerin açıklamaları dipnot olarak verilmiştir. Kelimelerin bugünkü karşılığı için “Misalli Büyük Türkçe Sözlük”ten (Kubbealtı Yayınları) yararlanılmıştır. 103007
Sabahattin Ali Seti (9 kitap takım)

Tavsiye Et

*
*
*
IdeaSoft® | Akıllı E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.